9 Mayıs 2008 Cuma

Annemmm..


Annem, canımmmm, bi'tanem...

İyiki varsın!!!

" İlk çocuk annenin deneme tahtası gibidir, nasıl ilk kez direksiyona geçtiğinde panikliyorsa insan ilk evlatta da öyle olur diyor psikolog, hatalarımı affet bebeğim, şimdi televizyonda izliyorum da"


Birkaç gün önce annem sabah bana tam tamına bu mesajı göndermişti:) Ben ilk çocuğum ve dünya tatlısı bir ailem var, hepinizin olduğu gibi... Anneler hata yapmamış bile olsalar böylesine güzel özür dilemesini biliyorlar işte... En azından benimki biliyor:)))

Tüm kadınlar annelik güzelliği ile doğuyorlar ve ben bu nedenle kadınların, fiziki olarak anne olan olmayan hepsinin bu güzel gününü kutluyorum..




5 Mayıs 2008 Pazartesi

Annemin Elmalı Pastası, Benim Elmalı Tartım:)

Malum mevsim nedeniyle artık elmaları, portakalları terk edip, çileklere eriklere döndük yüzümüzü, kiraz ve şeftali ile kardeş olmamıza ise azıcık kaldı:))
İşte bu nedenle dolaptaki elmalar öksüz kaldı, yumuşadı buruştu yaşlandı. Ben de sizler hala bir çok işe yarasınız şekerlerim dedim onlara, yıkadım soydum her birini sabırla ve kattım hepsini güzel bir tarta...
.
.

Üniversitedeyken 3 sene yurtta kalmıştım, ailelerden gelen yiyecek kutuları pek meşhur ve önemliydi her birimiz için, odaca yerdik hepsini... Benim annemden de en çok mercimek köftesi, 3 renkli börek ve elmalı pasta gelirdi. 3 renkli börek en favori olanıydı, ilk tüketilendi kısacası. Benim için en güzeli ise sıcakken poşetlendiği için kıtır kıtır değil de yumuş yumuş olan elmalı pastaydı. aslında pasta değil, bildiğimiz tart ama annem pasta derdi ona ve ben de yıllarca pasta sandım bolca tükettiğim bu tatlı şeyi:))) Artık anladım ki kendisi şirin mi şirin bir tart ama annem halen elmalı pasta diyor zavallıcığa:)) İşte bu yüzden başlık hem anneciğimin ağzından hem de benim ağzımdan isimlenmiş oldu, hitap şeklimiz farklı olsa da sonuç aynı tatlılıkta.
.
.
Eğer sizin de yaşlanmış elmalarınız varsa bir kenarda, değerlendirin onları daha fazla olmadan heba :)
Bu arada son günlerde yeşil çaya verdim kendimi, daha önce hiç içmedim desem yeridir ama Lipton'un limonlu yeşil çayına bayıldım, sabahları tartın yanında eşlik etti bana, sizden de denememiş olanlar varsa tavsiye ederim, mis gibi limon kokuyor ve de çok faydalıymış, metabolizmayı hızlandırıyor, ama tabi aktardan alıp kendi demleyeceğiniz çay daha da faydalı olacaktır eminim...


Elmalı tartın tarifine geçmek gerekirse annemin tarifini nereye yazdığımı bulamadım bir türlü, ben de Fatoş Tuncay'ın vişneli ananaslı tartındaki hamur tarifini kullandım, arasına da elmalarımı kattım. Zaten hepinizin evinde yapılan bir tatlıdır bu ama ben yaptığım tartı çok beğendim Fatoş hanım'a da ayrıca teşekkür ederim
Eğer siz daha farklı bir tarif kullanıyorsanız bir de böyle deneyin derim, gayet güzel oldu çünkü :) Bu arada tart için 28 cm.lik bir kalıp kullandım ;

Malzemeler;

  • 250 gr margarin (ben tereyağı kullandım)
  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • aldığı kadar un
  • 6-7 elma
  • 3 çorba kaşığı toz şeker
  • 1 çay kaşığı tarçın

Margarini (yumuşamış olmalı) , pudra şekerini, yumurtaları, kabartma tozunu ve unu karıştırarak elinize yapışmayacak yumuşak bir hamur hazırlayın. Bu hamuru 2 ye bölün ve birini buzdolabı poşetine sararak dondurucuya alın. Diğer hamuru tart kalıbınıza elinizle yayın.

Diğer yandan elmaları soyup rendeleyin ya da benim gibi rondodan geçirin, rendelenmiş elmaların suyunu süzmemiz gerekiyor, ben bunun için temiz bir tülbent kullanıyorum, siz isterseniz elinizle de sıkarak suyunu çıkarabilirsiniz, suyunu bir bardağa alın, posalarını da tart kalıbınızın üzerine koyun. Suyu çıkarılmış elma rendelerimizin üzerine şekeri ve tarçını ilave edip şöyle bir karıştırın ve tart kalıbına yayın. Bu arada elmaların suyunu da için:)) Buzlukta en az yarım saat bekleyen diğer hamurumuzu alın ve hazırladığımız elmalı tartın üzerine rendeleyin, eğer hamurunuz tam donmamışsa rendelemesi pek kolay olmayacaktır, elinizle ufalayarak da tartın üzerine yerleştirebilirsiniz.

Sonra 200 dereceye ayarladığınız fırınınıza alın ve üzeri kızarıncaya kadar pişirin. Fırından çıkardıktan sonra, eğer kıtır kıtır bir tart olmasını istiyorsanız öylece soğumaya bırakın, yok eğer benim gibi yumuşak olmasından hoşlanırsanız ilk sıcaklığı çıktıktan sonra üzerini temiz bir poşet ile kapatın ve kalıbı havluya sarıp bu şekilde soğutun.

İstediğiniz gibi dilimleyerek yanına bir bardak yeşil çay alıp afiyetle yiyin:)