tag:blogger.com,1999:blog-35306245232301886042024-03-13T06:53:53.644-07:00SuzinazBak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.comBlogger22125tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-15053998445078193122010-06-01T07:27:00.000-07:002010-06-01T08:05:38.380-07:00Hayatımdaki değersiz "insan"lara<div align="center">Arkamdan iş çevirmeye ne kadar meraklı olduğunuzu anlamış bulunmaktayım. Unutmayın ki insanın başına ne gelirse meraktan gelir:)</div><div align="center">Hiçbirinizin hayatı ile ilgili en ufak bir merakım yok, ne istiyorsanız onu yapın, Allah herşeyi gönlünüze göre versin.</div><div align="center">Benim hayatıma gelince; </div><div align="center">ne yazıkki sadece merak etmekle kalacaksınız... </div><div align="center">Çünkü benimle irtibata geçemeyecek kadar .......sınız.</div><div align="center">.</div><div align="center">.</div><div align="center">.</div><div align="center">Bu yazımı da okuyup yorumlayın aranızda, size kolay gelsin:)</div><div align="center">.</div><div align="center">.</div><div align="center">.</div><div align="center">Not : Konu ile alakası olan sayılı kişi var, geri kalanlara hitap eden bir yazı olmadı, sizlere sadece sevgilerimi iletiyorum. </div><div align="center">Bu blog da bugün itibariyle kapanmıştır.</div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-69839062118759713222008-11-03T01:24:00.000-08:002008-11-03T01:35:30.545-08:00Seni özleyeceğim ama unutmayacağım...<a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SQ7DmnlqwaI/AAAAAAAAAHU/iRjd9BdjLgk/s1600-h/yaprak.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5264360082672107938" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SQ7DmnlqwaI/AAAAAAAAAHU/iRjd9BdjLgk/s400/yaprak.jpg" border="0" /></a><br /><div></div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Anneannem... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.<br />Bana çetik örmeyi öğretmişti, çok güzel sütlaç yapardı, “anakuzularım geeelmiş “ diye kapıya çıkar bizi karşılardı, 6 torununu peşine takar mahalle bakkalına götürürdü, bize ne istersek alırdı, küçücük bir cüzdanı vardı, aynı kalabalıkla fırına da giderdik, ekmek alırdık bi sürü, malum ev kalabalıktı... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Çok marifetli sanmayın, öğle yemeğinde bize sahanda yumurta yapardı ama içine anneanne tadı katardı... Yaramazlık yapınca bize hiç kızmazdı, annelerimiz bizi azarlar, o ise “amaan be şekerim çocuk onlar “ der alkış yapar, güzel güzel güler ortamın gerginliğini yumuşatmaya çalışırdı... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Evi giriş katındaydı, sokaktan satıcılar geçerdi, simitçiler, poğaçacılar, eskiciler, yorgancılar... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hele bir karadumancı vardı... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Anneanneme gidince mutlaka karaduman alınırdı, çocuklar evin pencerelerine oturtulurdu, iki bacağımızı parmaklıkların arasından geçirirler, elimize karaduman külahlarını tutuştururlardı, anneannem altımıza minder koymayı asla unutmazdı, poponuz üşümesin der, gene alkışlar içinde bize gülücük saçardı. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.<br />Dedemle tanışmalarını anlatırdı... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O askeri hastanede terzilik yapıyordu, dedem ise uzman çavuştu... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Çapkın yakışıklı “Durmuş Çavuş” gelip geçerken bu terzi kızı farkediyordu, ama kızın bundan hiç haberi yoktu. Bir akşam geç saate kadar hastanede önlük dikti terzi kız, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Durmuş Çavuş da tesadüfen oradaydı, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">hem saatin ne kadar ilerlemiş olduğu hem de kızın tek başına olduğu takıldı aklına, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">tanışmak için bundan iyi fırsat mı olurdu? </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Gitti kızın yanına, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">“ Geç oldu terzi hanım , daha çalışacak mısınız, evinize nasıl döneceksiniz?” </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">diye girdi lafa... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Kız saf saf </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">“ Evet haklısınız geç olmuş, fark etmemişim eve dönme vakti gelmiş” </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">diye cevapladı yakışıklı delikanlıyı. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">“Eğer tek başınızaysanız müsaadenizle size eşlik edeyim evinize kadar, bu saatte yalnız çıkmayın yollara” </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">dedi Durmuş Çavuş. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Terzi kız kabul etti çok düşünmeden, saat gerçekten geç olmuştu, tek başına dönmek bu çavuşla yürümekten daha tehlikeli gibi duruyordu, çıktılar yola... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Havadan sudan konuştular yol boyunca, anlamadan yaklaştılar terzi kızın sokağına. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Kızın babası da meraklanmış, evden çıkmıştı, kızını hastaneden almaya. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Gün görmüş bir adamdı Cemal Aga, ama gene de demişti işe girmeden önce </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">“kız parası tuz parasıdır, çalışma” </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">diye hem kızına hem karısına. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O akşam evden çıkarken belki yine bu düşünceler dolanıyordu aklında, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">ama sokağın başında gördü kızını, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">sağ salim dönüyordu evine </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">lakin yanında bir delikanlıyla. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Kız tanıştırdı Durmuş Çavuş’u babasına, kısa bir hoş beşten sonra, yalnız bırakmayıp buraya kadar eşlik ettiği için teşekkür ettiler çavuşa ve girdiler sıcak ocaklarına... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">İşte o akşam eve birlikte gelmeleri yetmişti evlenme kararlarına. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Cemal Aga’nın çok gözü tutmuştu Durmuş Çavuş’u, zaten zengin ya da fakir olması değildi damadında aradığı, insanlıktı ve Durmuş Çavuş kızına insan gibi davranarak Cemal Agadan en yüksek puanı almıştı. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Durmuş da o akşamdan sonra boş oturmadı tabi, kızın evine yakın kahvehanelerde Cemal Aga’yı ve terzi kızını araştırdı, tanıdıkların ağzından bilgiler kopardı... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bir şekilde evlendiler, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">terzi kız dışındaki herkes memnundu, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">o sessiz kaldı, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">kararsız kaldı </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">ama zamanla o da Durmuş Çavuş’a çok alıştı, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">hep ona bağlı kaldı, onunla birlikte şehir şehir dolaştı, memleketin her köşesinde yaşadı, 5 tane çocuk doğurdu, Durmuş Çavuş eve ne getirdiyse onunla doydu... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hatta bu çavuşu öylesine sevmişti ki, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">80 yaşına gelip, mavi gözlü, beyaz saçlı, tonton bir ihtiyar olduğunda, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">alzheimer kapısını çalıp, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">zaten sakin mizaçlı terzi kızı daha da sakin biri yaptığında, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">bir zamanlar peşine katıp bakkal bakkal dolaştırdığı torunlarını,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">çocuklarını </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">uzak akrabalar, komşu çocukları, yoldan geçen insanlar belki de düşmanlar yaptığında bile </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Durmuş Çavuş hiç çıkmadı aklından, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">yemeğini yedi mi, nerede kaldı, eve geldi mi, beni merak eder mi diye düşündü durdu... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.<br />Canım anneannem, rahat uyu, biz gene sana geleceğiz... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Biliyorum sen bizi karşılamak için gittin oraya, “ anakuzularım geeeelmiş “ diyebilmek için gittin... </span></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-49757094202980393862008-09-08T03:15:00.000-07:002008-09-08T03:23:13.140-07:00Gezdik biraz...<a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SMT83Cc2gwI/AAAAAAAAAHM/tDLNi4RQcxM/s1600-h/CIMG1954.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5243593888646988546" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SMT83Cc2gwI/AAAAAAAAAHM/tDLNi4RQcxM/s400/CIMG1954.JPG" border="0" /></a><br /><div><a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SMT8b4KrmhI/AAAAAAAAAHE/yHNjJ-LGabg/s1600-h/CIMG1890.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5243593422029953554" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SMT8b4KrmhI/AAAAAAAAAHE/yHNjJ-LGabg/s400/CIMG1890.JPG" border="0" /></a><br /><br /><div></div></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-47708800603684735082008-07-23T02:50:00.000-07:002008-12-11T12:05:43.220-08:00Bir Fincan Kahve<div align="center"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SIb_1wrHiMI/AAAAAAAAAG8/MJzdMszLvaY/s1600-h/CIMG1369.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5226145716673939650" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SIb_1wrHiMI/AAAAAAAAAG8/MJzdMszLvaY/s400/CIMG1369.JPG" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Hayata bir mola verebilmeli bazen</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Sabahın köründe uyanabilmeli hiç işi olmadan</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Güneşin doğuşunu izlemeli serin balkondan</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Şehrin göbeğinde oturuyorum sanmalı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Sabah öten horoza, meleyen kuzuya inatlan</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Annesinin "sıcak bastı uyuyamadım"larını hatırlamalı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Gece kana kana suya koşarken sıcak yatağından</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Babasının erkenden kalkan ayaklarının tıpırtısını duymalı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Kimbilir kaç yıl önceki bir tatil sabahından</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bir bulut görmeli havada</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ona daha çok yolu olduğunu anımsatan</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hep yola devam, hep yola devam...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ama bazen inadına durmalı insan</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Koşmadan, konuşmadan...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Belki de bakmadan duymadan</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Elini eteğini çekmeli biraz hayattan</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Geç kalıyorum kaygısı taşımadan</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hayatın kendi mülkü olduğunu unutmamalı insan.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Evimize gelen bir kahve yapma makinesi yüzünden ya da sayesinden kahveye alıştı şu günlerde bünyem. Köpüklü yapmayı öğreneceğim derken , günde 3-4 fincan içer oldum farketmeden :) Köpüklü kahve nasıl mı yapılırmış;</span></div><ul><li><div align="justify"><span style="font-size:85%;">Cezveye su eklemeden önce kahveyi ve tozşekeri ekleyin, kuru kuru karıştırın, sonra suyu ekleyin ve çok az daha karıştırın</span></div></li><li><div align="justify"><span style="font-size:85%;">Cezvenizi ateşe koyduktan ya da makinenizin fişini taktıktan sonra hiç karıştırmayın</span></div></li><li><div align="justify"><span style="font-size:85%;">Kahve ve tozşeker karışımına çok ama çok az granül kahve ekleyin. </span></div></li><li><div align="justify"><span style="font-size:85%;">Taze kahve kullanın</span></div></li><li><div align="justify"><span style="font-size:85%;">Kahveyi çok kaynatmayın, hatta hiç kaynatmayın, kaynamaya başlayacak gibi olduğunda ateşten alın.</span></div></li></ul><p align="center"><span style="font-size:85%;">Bunlar benim öğrendiğim, şu 3 günlük kahveli ömrümde edindiğim birkaç püf nokta, kimbilir sizlerde ne sırlar vardır :))</span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;">Bu arada kahvenin yanında genelde lokum ikram edilir ama ben çikolata ile tercih ediyorum ve fincanımın yanındaki beyaz çikolatayı denemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Adı "BOLÇİ" (Bolu Çikolatası). Önceleri Ankara'ya giderken Bolu üzerinde uğradığımız tesislerde bulabiliyorken artık birçok yerde rastlayabiliyorum (Yalova yolu üzerindeki Safranbolu lokumcuları, Kadıköy'deki Tepe Nautilus vb.) Eğer denemediyseniz bir tadına bakmanızı mutlaka öneririm.</span><br /><br /></p><div align="center"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SIb_e44Ee0I/AAAAAAAAAG0/SDa8p5w6Ou0/s1600-h/CIMG1367.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5226145323738757954" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SIb_e44Ee0I/AAAAAAAAAG0/SDa8p5w6Ou0/s400/CIMG1367.JPG" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-56530446656260766712008-07-07T21:45:00.000-07:002008-12-11T12:05:43.459-08:00Hımmmm Pankek<a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SHLxnclIUzI/AAAAAAAAAGs/Talvn3LmynE/s1600-h/CIMG1294.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5220500578064945970" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SHLxnclIUzI/AAAAAAAAAGs/Talvn3LmynE/s400/CIMG1294.JPG" border="0" /></a><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">O biiiir kalori deposu</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O biiiir lezzet bandosu</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O biiiir tatil kokusu</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O biiiir damak dostu</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O biiiir bikiniye sığamama sorumlusu</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O biiiir "amaaan ye gitsin, bir daha mı geleceğiz dünyaya" konusu</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O biiiir "kadın dediğin etli butlu olur" avuntusu</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O biir, o biir, o biir...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Minik pankeklerin belki de hiç suçları yok, insan kendini bilmeli, yediğine bir dur demeli, o zaman herşey kararında ve yolunda gider tabi... Ama biz her tatilde üzerine çikolatalar sürüp hindistan cevizleri dökerek, kahvaltılarda 20 dk. kuyrukta bekleme pahasına da olsa kişi başı 10-15 tane tüketiyoruz bu şirinlerden, e haliyle o da yer buluyor kendine bizim göbişlerden...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ne yazıkki, geçenlerde eşimden gelen </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">"ayyy canım nasıl pankek çekti, acaba sen yapabilir misin, internette tarifi var mıdır, baksak mı acaba" </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">sorusunun üzerine </span><span style="font-size:85%;">benim verdiğim </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">" ben çooook önceden bakmıştım zaten, olmaz mı, var tabiki, hemen yaparım ben sana" </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">cevabıyla tarifi öğrenmiş, yapmayı becermiş, sadece tatillerde değil artık haftasonu kahvaltılarında da pankek tüketebilir seviyeye erişmiştik...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ama çok güzelleeeeer:(</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Krep gibi durduklarına bakmayın, daha farklı bir lezzet ve de kesinlikle tatlı. Tarifini <a href="http://www.cilek.blogcu.com/">www.cilek.blogcu.com</a> adresinden aldım ve bence 10 numara, pankek sevenler ya da merak edenler mutlaka denemelisiniz, özellikle çocuklar için süper olacaktır. Yapımı da çok kolay;</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span> </div><div align="left"><span style="font-size:85%;">Malzemeler;</span></div><ul><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">1 yumurta</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">8 çorba kaşığı tereyağ (eritilmiş)</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">2 çorba kaşığı tozşeker</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Çay kaşığının ucu ile tuz</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">3/4 su bardağı un</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">1 paket kabartma tozu</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">1/2 su bardağı süt</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">1 çay kaşığı toz vanilya</span></div></li></ul><p align="justify"><span style="font-size:85%;">Yumurta, şeker ve vanilyayı beyazlaşana kadar iyice çırpıyoruz. Unu, kabartma tozunu ve tuzu eleyerek karışıma ekliyoruz ve biraz daha çırpıyoruz. Bu sırada sütü ve eritmiş olduğumuz yağı çırpma kabımızın yanına alarak sütün birazını ve yağın hepsini karışıma ekleyip çırpmaya devam ediyoruz, daha sonra sütün geriye kalan kısmını da ekleyerek biraz daha çırpıp bırakıyoruz. Önceleri daha akışken olmasına rağmen bekledikçe kıvamı koyulaşıyor. (Bu arada karışımı bekletmek gerektiğinden değil ama kızartırken hepsini birden yapamadığımız için mecburen biraz beklemiş oluyor) Krep yapar gibi, teflon tavada çok ama çok az yağ ile birer kaşık kaşık arkalı önlü kızartıyoruz. Pankekleri çevirirken biraz zorluk yaşanabilir, çünkü altı pişmiş olmasına rağmen üstü gayet akışken bir durumda oluyor. Ben 2 adet spatula yardımı ile rahatça halledebildim bu alt üst etme işlemini, eminim siz de kolayca üstesinden geleceksiniz. Bu ölçülerle yaklaşık 15-20 adet pankek çıkıyor. (tabi yaptığınız pankekin büyüklüğüne göre değişecektir, ben 1.5 çorba kaşığı karışım ile 1 pankek yaptım)</span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;">Yazının başındaki yakınmalarımı ciddiye almayın, tabiki kalorili ama dikkat ettiğiniz sürece hiçbir sakıncası yok, ayrıca ben ne yersem yarıyor zaten, pankek değil sadece beni üzen :)</span></p>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-63959799625283311822008-07-03T01:50:00.000-07:002008-12-11T12:05:43.717-08:00Hayırlı Kandiller<a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SGyTVrJsvpI/AAAAAAAAAGk/GOgaXGzMpK4/s1600-h/143-large.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5218708068785503890" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SGyTVrJsvpI/AAAAAAAAAGk/GOgaXGzMpK4/s400/143-large.jpg" border="0" /></a><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Önemsenmek istiyoruz hepimiz,<br /> değer görmek,<br />sevilmek, düşünülmek, merak edilmek…<br />Tabi bunları kazanabilmek için öncelikle “harcamak” gerekiyor.<br /> Vaktimizi harcamak,<br /> ilgimizi harcamak,<br />sevgimizi bölüşmek,<br />aşkımızı arkadaşlığımızı paylaşmak…<br /> Biliyorum bazen bunları yapsak da önemsenmiyoruz, aranmıyoruz sorulmuyoruz.<br /> Neden?<br /> Çünkü pişmemişti hiçbirimizin annesinden akan sütler, yuttuğumuz ilk şey de bile mikrop vardı, kötülük vardı, arındırılmamıştı, işledi önce midemize sonra yüreğimize…<br />Kaybettik insanlığımızı daha insanlığa adım attığımız ilk günde…<br />Yitirdik…<br /> Sonra üstüne yaşanmış yıllar eklendi…<br />Yanan sobaya dokunduk, cızzzz etti bir şeyler,<br /> düştük kanadık,<br /> hata yaptık cezalandırıldık,<br />yavaş yavaş ve en derinden öğrendik…<br /> Kötüyü,<br /> temkinli olmayı ,<br /> paranoyayı,<br /> güvenmemeyi, korkmayı, bağırmayı, savaşmayı…<br /> Bunların yanında iyi şeylerde bulaştı tabi ellerimize,<br />sevgi, kardeşlik, hoşgörü, güven de olmalıydı bir yerlerde<br />Ama ne yazıkki ilk önce kötülüğü indirmiştik midemize,<br /> pişirilmemişti işte, yutmuştuk tabi bizde… <br />İşledi benliğimize,<br />kanıksadık gün geçtikçe,<br />yaşamak varken kardeşçe, düşman olduk gerçekten kardeş olduğumuza bile,<br />nedir bu öfke,<br />neyi paylaşamadık şu üç nefeslik ömrümüzde?<br />.<br />.<br />.<br />Her sorunun cevabı eminim içimizde.<br />Benliğimizle yüzleşerek temizleneceğimiz nice kandillere…<br /> </span></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-82675852597080589872008-06-23T22:40:00.000-07:002008-12-11T12:05:43.980-08:00Niyet Simitleri Yaptım ve Geldim<div align="center"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SGCM1JnUxjI/AAAAAAAAAFo/N8TLx3MqztM/s1600-h/CIMG1290.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5215323213236848178" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SGCM1JnUxjI/AAAAAAAAAFo/N8TLx3MqztM/s400/CIMG1290.JPG" border="0" /></a><br /><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Çok uzun zaman oldu gerçekten, sıkıldım bu blogla ilgilenememekten ve döndüm sonunda :)) </span></div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Tekrar tekrar merhaba...</span></div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Yeni evimize yerleştik, birçoğunuzun dediği gibi Allah'tan şehirlerarası bir taşınma operasyonu değildi bu, ne yapardık yoksa o zaman, şurada iki gıdım yerde bu hallere düştüysek... Halbuki çok ama çok önceden hazırlanmıştık taşınmaya, tam iki ay önceden toplamıştık tüm evi, kutulanmamış tek bir kaşık bile bırakmamıştık ortalarda, en çok anlaştığımız taşıma şirketi sevindi tabiki buna :)) Gene de yaşanan curcunadan kurtaramadık işte kendimizi, dağınıklığa adapte edemedik bedenimizi, istediğimiz kadar çabuk toparlayamadık evimizi :)) Ama artık bunların hepsi geride kaldı, eve taşınıldı...</span></div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Şimdi misafirlerimize açıyoruz kapılarımızı...</span></div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Şimdiden hepiniz hoşgeldiniz...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hoşgelenlere bir hoşluk da benden olsun diye niyetli kandil simitleri hazırladım, bakalım ne kadar beğenilecekler :))</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hazır alınan kandil simitlerine küçük küçük niyetler eklendi kurdeleler ile, neler mi yazıyor niyetlerde? E peki birkaçını paylaşalım bari sizlerle;</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="justify"><span style="font-size:85%;">"İyi ki gelmişsin, galiba biraz da kilo vermişsin, bütün herkesin gözü sende bunu böyle bilesin."</span></div><div align="justify"><span style="font-size:85%;">"Aman cicim ne zamandır görüşemedik, başbaşa kalıpta şu yanında oturan cadıyı çekiştiremedik. Tüh gördün mü bak kendimizi ele verdik."</span></div><div align="justify"><span style="font-size:85%;">"Allah'tan almışız bu evi, göremeyecektik yoksa senin gibi şekerini :) Öğrendin artık evin yerini, bekleriz sık sık bizi ziyaret etmeni."</span></div><div align="justify"><span style="font-size:85%;">"Canım, en kısmetsiz senmişsin, kızlar gittikten sonra benimle kalıp evi temizleyeceksin. Ne diyelim , ikimize de kolay gelsin."</span></div><div align="justify"><span style="font-size:85%;">"Bir deli kız üşenmemiş yazmış bu falları, saklamış simitler içine, okusun diye arkadaşları, bu simide de bolca şans bırakmış, kime düşerse oymuş bu yılın şahı."</span></div><div align="justify"> </div><div align="center"><span style="font-size:85%;">...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Böyle devam eder işte benim zırvalamalar...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Umarım sizler de yiyenlerde beğenirler, yorumlarınızı bekliyorum, sevgilerle...<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5215319843206328114" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 1px; CURSOR: hand; HEIGHT: 6px; TEXT-ALIGN: center" height="52" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SGCJw_Rb7zI/AAAAAAAAAFg/eVeyVgBr5Mo/s400/CIMG1286.JPG" width="68" border="0" /></span></div><br /></div><span style="font-size:85%;"></span>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-42737412953658909482008-06-14T20:43:00.000-07:002008-06-14T20:58:49.543-07:00İyi ki varsın<div align="center"><span style="font-size:85%;">Mevsimlerden sonbahardı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hava giderek soğumaktaydı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Tanıştım onunla işte böyle bir ekim sabahı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Kocaman elleri vardı, beni sımsıkı sardı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Daha ilk görüşte sevdik birbirimizi, sevginin adı aşktı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bazılarına göre aşkın ömrü 3 yıldı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Aradan çok zaman geçti, ama bizim aşkımız hep taze kaldı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bana hep ilk günkü gibi baktı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">İyi günde kötü günde sımsıkı sarıldı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ne yana baksam oradaydı, ne zaman dönsem arkamdaydı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">O benim en büyük dayanağımdı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bana en güzel yeşilden gözlerini vermişti</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">"Dünyayı bunlarla seyreyle" demişti</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ne güzelmiş senin gözlerinle görmek çayırı çimeni, maviyi yeşili </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">ve daha pek çok şeyi</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Belki de bu sebeptendi</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Aynı gözlerle gördük birbirimizi</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hemencecik anladık hallerimizi</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Sen beni, ben seni, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Hissettiklerimizi, dillendiremediklerimizi, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Sevinçlerimizi, hüzünlerimizi</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Sana sevgim hiç bitmedi, hatta gün geçtikçe coştu, delirdi</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Babam,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Sen de hala seviyorsun beni değil mi?</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="center"></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-55198632581563577492008-06-13T09:30:00.000-07:002008-06-13T09:34:08.037-07:00Taşınmak Çok Zormuş :((<span style="font-size:85%;">Sonunda taşındım, uzun zamandır ayrı kaldım buralardan ama hem ev alt üst durumdaydı hem de bilgisayarım yoktu,halen de yok :(( Çok kısa zamanda tekrar buralarda olacağım ve hepinize uzun uzun ziyaretlerde bulunacağım, tabi ki bir laptop alır almaz...</span><br /><span style="font-size:85%;">En kısa zamanda tekrar sizlerle olabilmek dileğiyle</span><br /><span style="font-size:85%;">Sevgiler</span>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-34496066697001318972008-05-09T09:08:00.000-07:002008-12-11T12:05:44.619-08:00Annemmm..<div align="center"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SCR3glTMxGI/AAAAAAAAAFI/HJQkC2Pm8Fo/s1600-h/untitled.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5198411271544554594" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SCR3glTMxGI/AAAAAAAAAFI/HJQkC2Pm8Fo/s400/untitled.bmp" border="0" /></a> </div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Annem, canımmmm, bi'tanem...</span></div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">İyiki varsın!!!</span></div><br /><p><span style="font-size:85%;">" İlk çocuk annenin deneme tahtası gibidir, nasıl ilk kez direksiyona geçtiğinde panikliyorsa insan ilk evlatta da öyle olur diyor psikolog, hatalarımı affet bebeğim, şimdi televizyonda izliyorum da"</span></p><br /><p><span style="font-size:85%;">Birkaç gün önce annem sabah bana tam tamına bu mesajı göndermişti:) Ben ilk çocuğum ve dünya tatlısı bir ailem var, hepinizin olduğu gibi... Anneler hata yapmamış bile olsalar böylesine güzel özür dilemesini biliyorlar işte... En azından benimki biliyor:)))</span></p><p><span style="font-size:85%;">Tüm kadınlar annelik güzelliği ile doğuyorlar ve ben bu nedenle kadınların, fiziki olarak anne olan olmayan hepsinin bu güzel gününü kutluyorum..</span></p><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;"><br /></span></div><br /><div align="center"></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-68792317647721424592008-05-05T22:58:00.000-07:002008-12-11T12:05:45.190-08:00Annemin Elmalı Pastası, Benim Elmalı Tartım:)<a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SB_03kXRTmI/AAAAAAAAAFA/Z-wADvabD6Y/s1600-h/CIMG1213.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5197141730500103778" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SB_03kXRTmI/AAAAAAAAAFA/Z-wADvabD6Y/s400/CIMG1213.JPG" border="0" /></a> <div align="center"><span style="font-size:85%;">Malum mevsim nedeniyle artık elmaları, portakalları terk edip, çileklere eriklere döndük yüzümüzü, kiraz ve şeftali ile kardeş olmamıza ise azıcık kaldı:))</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">İşte bu nedenle dolaptaki elmalar öksüz kaldı, yumuşadı buruştu yaşlandı. Ben de sizler hala bir çok işe yarasınız şekerlerim dedim onlara, yıkadım soydum her birini sabırla ve kattım hepsini güzel bir tarta...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Üniversitedeyken 3 sene yurtta kalmıştım, ailelerden gelen yiyecek kutuları pek meşhur ve önemliydi her birimiz için, odaca yerdik hepsini... Benim annemden de en çok mercimek köftesi, 3 renkli börek ve elmalı pasta gelirdi. 3 renkli börek en favori olanıydı, ilk tüketilendi kısacası. Benim için en güzeli ise sıcakken poşetlendiği için kıtır kıtır değil de yumuş yumuş olan elmalı pastaydı. aslında pasta değil, bildiğimiz tart ama annem pasta derdi ona ve ben de yıllarca pasta sandım bolca tükettiğim bu tatlı şeyi:))) Artık anladım ki kendisi şirin mi şirin bir tart ama annem halen elmalı pasta diyor zavallıcığa:)) İşte bu yüzden başlık hem anneciğimin ağzından hem de benim ağzımdan isimlenmiş oldu, hitap şeklimiz farklı olsa da sonuç aynı tatlılıkta.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Eğer sizin de yaşlanmış elmalarınız varsa bir kenarda, değerlendirin onları daha fazla olmadan heba :)</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span> </div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bu arada son günlerde yeşil çaya verdim kendimi, daha önce hiç içmedim desem yeridir ama Lipton'un limonlu yeşil çayına bayıldım, sabahları tartın yanında eşlik etti bana, sizden de denememiş olanlar varsa tavsiye ederim, mis gibi limon kokuyor ve de çok faydalıymış, metabolizmayı hızlandırıyor, ama tabi aktardan alıp kendi demleyeceğiniz çay daha da faydalı olacaktır eminim...</span></div><br /><br /><div align="center"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SB_0fEXRTlI/AAAAAAAAAE4/BzC35RpP2VE/s1600-h/CIMG1223.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5197141309593308754" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SB_0fEXRTlI/AAAAAAAAAE4/BzC35RpP2VE/s400/CIMG1223.JPG" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Elmalı tartın tarifine geçmek gerekirse annemin tarifini nereye yazdığımı bulamadım bir türlü, ben de Fatoş Tuncay'ın vişneli ananaslı tartındaki hamur tarifini kullandım, arasına da elmalarımı kattım. Zaten hepinizin evinde yapılan bir tatlıdır bu ama ben yaptığım tartı çok beğendim Fatoş hanım'a da ayrıca teşekkür ederim </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Eğer siz daha farklı bir tarif kullanıyorsanız bir de bö</span><span style="font-size:85%;">yle </span><span style="font-size:85%;">deneyin derim, gayet güzel oldu çünkü :) Bu arada tart için 28 cm.lik bir kalıp kullandım ; </span></div><p><span style="font-size:85%;">Malzemeler;</span></p><ul><li><span style="font-size:85%;">250 gr margarin (ben tereyağı kullandım)</span></li><li><span style="font-size:85%;">2 yumurta</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 su bardağı pudra şekeri</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 paket kabartma tozu</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 paket vanilya</span></li><li><span style="font-size:85%;">aldığı kadar un</span></li><li><span style="font-size:85%;">6-7 elma</span></li><li><span style="font-size:85%;">3 çorba kaşığı toz şeker</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 çay kaşığı tarçın</span><br /></li></ul><p align="center"><span style="font-size:85%;">Margarini (yumuşamış olmalı) , pudra şekerini, yumurtaları, kabartma tozunu ve unu karıştırarak elinize yapışmayacak yumuşak bir hamur hazırlayın. Bu hamuru 2 ye bölün ve birini buzdolabı poşetine sararak dondurucuya alın. Diğer hamuru tart kalıbınıza elinizle yayın. </span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;">Diğer yandan elmaları soyup rendeleyin ya da benim gibi rondodan geçirin, rendelenmiş elmaların suyunu süzmemiz gerekiyor, ben bunun için temiz bir tülbent kullanıyorum, siz isterseniz elinizle de sıkarak suyunu çıkarabilirsiniz, suyunu bir bardağa alın, posalarını da tart kalıbınızın üzerine koyun. Suyu çıkarılmış elma rendelerimizin üzerine şekeri ve tarçını ilave edip şöyle bir karıştırın ve tart kalıbına yayın. Bu arada elmaların suyunu da için:)) Buzlukta en az yarım saat bekleyen diğer hamurumuzu alın ve hazırladığımız elmalı tartın üzerine rendeleyin, eğer hamurunuz tam donmamışsa rendelemesi pek kolay olmayacaktır, elinizle ufalayarak da tartın üzerine yerleştirebilirsiniz. </span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;">Sonra 200 dereceye ayarladığınız fırınınıza alın ve üzeri kızarıncaya kadar pişirin. Fırından çıkardıktan sonra, eğer kıtır kıtır bir tart olmasını istiyorsanız öylece soğumaya bırakın, yok eğer benim gibi yumuşak olmasından hoşlanırsanız ilk sıcaklığı çıktıktan sonra üzerini temiz bir poşet ile kapatın ve kalıbı havluya sarıp bu şekilde soğutun.</span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;">İstediğiniz gibi dilimleyerek yanına bir bardak yeşil çay alıp afiyetle yiyin:)</span></p><div align="center"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SB_0E0XRTkI/AAAAAAAAAEw/5J5Jp_gwbXI/s1600-h/CIMG1224.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5197140858621742658" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SB_0E0XRTkI/AAAAAAAAAEw/5J5Jp_gwbXI/s400/CIMG1224.JPG" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-55534614992260900622008-04-30T23:02:00.000-07:002008-12-11T12:05:45.653-08:00Mutluluk<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5195286291743329826" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SBldW0XRTiI/AAAAAAAAAEg/9F9zvuqW3_4/s400/CIMG1218.JPG" border="0" /><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span> </div><div align="center"><span style="font-size:85%;"> Kocaman mavi gözlü, pembe kurdelası ile şirin mi şirin bir oyuncaktı o. Oyuncak köpekti, Köpüş'tü. Pek bir masum bakardı. Bütün gün bırakıldığı yerde dururdu. bazen sahipleri okşarlar severlerdi onu, kucaklarına alır sarılırlardı. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"> .</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5195286832909209138" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SBld2UXRTjI/AAAAAAAAAEo/7-ZtJNvTmcc/s400/CIMG1217.JPG" border="0" /></span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span> </div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bugün Köpüş'ü salondaki pufun üzerine oturtmuşlardı, pencereye arkası dönük bırakmışlardı, yeşlliklere, gökyüzüne, maviliklere... Ama o gene de dışarıyı hayal etmeye çalıştı. Balkon kapılarının ve pencerelerin açık bırakılmasından, evde kısa kollularla dolaşılmasından anlıyordu, bahar gelmişti. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"> .</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ağaçlardaki yaprakları düşündü, yaprak olsaydı, baharda açsaydı, rüzgarla savrulsaydı... </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"> .</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Yok yok, kış gelirdi sararırdı, dalından ayrılırdı. İstemedi yaprak olmayı. Yakında bir yerden geçmekte olan kuşa takıldı kulağı, göremiyordu onu ama duyuyordu. Çıkardığı cıvıltıları, kanatlarını çırpışını, yaprakları hışırdatışını... "Kuş olayım öyleyse " dedi, "Uçayım göklerde, dans edeyim bulutların arasında güvenle." </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"> .</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Yok yok , kuş olmak güzeldi belki ama ona yetmezdi, köpüş konuşmak isterdi, derdini sevincini paylaşmak isterdi. Ötmekle olmazdı tüm bunlar ya da havlamakla, miyavlamakla... Eee ne olmak istiyordu öyleyse Köpüş? Bitki olmak istemiyordu, çünkü bitkiler kısa ömürlü oluyordu, hem de hareket bile edemiyordu. Bir hayvan olmak istese, tamam onlar hareket edebiliyor, gezip tozabiliyor, pek çok şey görebiliyordu ama konuşamıyorlardı. Köpüş, daha farklı, daha güzel bir varlık olmak isterdi. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"> .</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Tam bu düşüncelere daldığı sırada sahipleri geldi eve, gülerek girdiler içeri, kadın mutfağa koştu, "Çok acıktım, hemen sofrayı hazırlayalım" dedi. Adam ona sarıldı "Canımsın" dedi. Gülümsediler birbirlerine...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"> .</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Köpüş, onları görebiliyordu, zaten genellikle bakardı her ikisine de, izlerdi sessizce. Bazen bugünkü gibi neşe içinde olurlardı, bazen sıkılır dışarı çıkarlardı ya da arkadaşları, aileleri gelir konuşur şakalaşırlardı, bazen saatlerce birbirlerinin gözlerine bakarlardı, kimi zamansa çılgınca bağırıp çağırıp ağlaşırlardı, birbirlerine kötü davranırlardı, ama illa ki barışırlardı.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"> .</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Düşündü Köpüş, galiba dünyadaki en şanslı varlık "insan"dı. İnsan olsaydı eğer kim bilir nasıl mutlu olurdu. İnsanlar bazen farkına varamasalarda, isyan edip haykırsalar da mutluluk en fazla onların hayatlarındaydı, insan olmaktaydı, insan olarak doğmaktaydı...</span></div><div align="center">.</div><div align="center">.</div><div align="center">.</div><br /><br /><div align="justify"><span style="font-size:85%;">İşte bu da benim kelimelerimle, Köpüş'ün ağzından dökülen Mutluluk tanımı... Sevgili Mebrule'nin daveti ile "Mutluluk Nedir?" konulu oyuna katılmış oldum, bu yazıyı yazmış oldum, sizlerle paylaşmış oldum, kendisine çok teşekkür ederim. Ne yazıkki üzerine tıkladığınız da sizleri Mebrule'nin sayfasına götüecek linkleri yapmayı bilmiyorum, ama onun sayfasındaki mutlulukları da okumanızı tavsiye ederim, mutlaka bir uğrayın.. (<a href="http://www.mebrule.blogspot.com/">www.mebrule.blogspot.com</a>)</span></div><div align="justify"><span style="font-size:85%;">Bu arada ben de birilerini bu oyuna davet etmek istiyorum çünkü düşünürken insan hayatında ne çok mutluluk olduğunu bir kez daha anlıyor. Eğer vaktiniz olursa sevgili YAMAN TARİFLER, ACEMİ ŞEF ve KURABİYE mutluluğu tanımlar mısınız bize?</span></div><div><span style="font-size:85%;"></span> </div><div><span style="font-size:85%;">Sevgilerle...<br /></span><br /></div><div></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-48194904923524284292008-04-29T21:49:00.000-07:002008-12-11T12:05:46.148-08:00Bir Doğumgünü Masalı<div align="center"><span style="font-size:85%;">Günlerden 24 Nisan, neşe doluyor insan...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span> </div><div align="center"><span style="font-size:85%;">24 Nisan eşimin doğumgünü, onun için küçük bir süpriz hazırlamak istedim, önceleri pastacı burcunun sayfasında gördüğüm aşk kuşları pastasından yapmayı planlıyordum ancak süre daraldıkça fikirlerim mutasyona uğradı ve muffin yapmaya doğru yol aldı. Şu anda adını hatırlayamadığım bir sayfada kelebek muffinler görmüştüm önceden, o tarifi uygulayayım dedim, nitekim uyguladım da, ancak sonuç aşağıdaki resimde görüldüğü gibi çıktı, önce çok güzel kabardılar, sonra da çok güzel söndüler ve yayıldıkça yayıldılar, kabus gibiydi, büyük ihtimalle bir yerdeyanlış yaptım ama nerede bilmiyorum ama hepsi yazık oldu:((( </span></div><div align="center"> </div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span> </div><div align="center"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SBf7_0XRThI/AAAAAAAAAEY/Ql0UR_LaHsA/s1600-h/CIMG1190.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5194897769001733650" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SBf7_0XRThI/AAAAAAAAAEY/Ql0UR_LaHsA/s400/CIMG1190.JPG" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Peki ben vazgeçtim mi? Tabiki hayır, annemin uzun zamandır tavsiye ettiği ama benim bir türlü deneyemediğim kek tarifini muffin kalıbımda pişirmeye karar verdim ve sonuç tam istediğim gibi oldu.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ama ondan önce eşimin doğumgününü bir kez daha kutlamak ve onun için yazdığım şiiiri sizlerle paylaşmak istiyorum<br /></span></div><div align="center"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SBf7gkXRTgI/AAAAAAAAAEQ/TLj0L4zNF0Y/s1600-h/CIMG1204.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5194897232130821634" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SBf7gkXRTgI/AAAAAAAAAEQ/TLj0L4zNF0Y/s400/CIMG1204.JPG" border="0" /></a> </div><div align="center"> </div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bir bahar akşamıydı</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">rastladım size,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">sizin içinize, özünüze, yüzünüzün arkasındaki gözünüze...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Dokundu düşünceleriniz fikrimin ince güllerine,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">ellerime, gözlerime, yüreğime...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bir ben daha yoktu belki sizde,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">lakin</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">öyle bir çekim gücü vardı ki tersliklerimizde,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">hızla yuvarlandım derinliklerinize...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bazen arkadaş oldum,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">bazen anne,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">kimi zaman kaldım sadece dinlemede,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">bekledim sessizce,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">belli etmediğimi sanarak hislerimi kimselere,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ulaştınız kısa bir süre içinde benliğimdeki size,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">geldiniz gittiniz kararsızlıklar içinde,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">beni çok beklettiniz,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">terk ettiniz,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">bolca hüzün aynı zamanda kahkaha zerk ettiniz bir dönem günlerime,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">ben de insandım işte,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">her ne kadar yansam da sizin ateşinizde,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">gün geldi,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">bitirdim her şeyi bir kalemde,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">çıkardım sizi hayatımdan,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">bakmadım ne telefonlarıma ne de geçen saatelere,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">tam bıraktığım anda beklemeyi,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">inanmayı, umut etmeyi, sevdiğimi zannetmeyi,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">çıka geldiniz, koşa geldiniz, hoş geldiniz,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">yüzünüzdeki gülümseme değmişti her şeye,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">gözlerinizdeki parıltı bedeldi benim için bir ömre...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Çok şeyler yaşandı, çok sular aktı, malum aynı nehirde iki kez yıkanılamazdı,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">ama başta da söylediğim gibi,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">bir bahar akşamıydı, siz vardınız, yanımdaydınız, iyi ki oradaydınız...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ve şimdi de olduğu gibi, her bahar yanımda olmalısınız,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">sevdiğim olmalısınız...</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">İyi ki doğdunuz, benle ya da bensiz var oldunuz,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">hayatıma uğradınız canım oldunuz,</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">siz benim için hep özel oldunux...</span></div><div align="center"> </div><div align="center"><br /> </div><div align="center"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SBf680XRTfI/AAAAAAAAAEI/hvv9X_fRpas/s1600-h/CIMG1193.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5194896617950498290" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SBf680XRTfI/AAAAAAAAAEI/hvv9X_fRpas/s400/CIMG1193.JPG" border="0" /></a><br /><span style="font-size:85%;">Gelelim annemin kek tarifine ve benim eklemelerime:)</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span> </div><div align="left"><span style="font-size:85%;">Malzemeler;</span></div><ul><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">5 yumurta</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">5 kahve fincanı şeker</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">6 kahve fincanı un</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">1 çay bardağı sıvı yağ (ben zeytinyağı kullandım)</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">1 çay bardağı su</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">1 paket kabartma tozu</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">2 yemek kaşığı kakao (tepeleme)</span></div></li></ul><ul><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">2 paket krem şanti</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">3 su bardağı süt</span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">1-2 kaşık nescafe ve biraz şeker</span></div></li></ul><p align="center"><span style="font-size:85%;">Öncelikle yumurtalar ile şekeri köpük köpük olana kadar mikserle çırpıyoruz, püf noktası burası, iyice çırpın, üzerine unu, yağı, suyu, kakaoyu ve kabartma tozunu ekleyip çırpmeye devam edin. isterseniz normal kek kalıbına ya da benim gibi muffin kalıplarına dökerek, önceden 200 dereceye ısıtılmış fırına atın, yaklaşık 10 dk. 200 derecede daha sonra ise yaklaşık 15 dk. 150 derecede, en son 5 dk. tekrar 200 derecede pişirip, fırını kapatın. (Bu süreler tahmini süreler, herkesin fırını farklı olabilir, lütfen arada kontrol etmeyi unutmayın)</span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;">Diğer tarafta 2 paket krem şanti ile 2 su bardağı sütü mikser yardımıyla karıştırın, koyu bir kıvam olması lazım, sütü azar azar ekleyerek yapmanızı tavsiye ederim. Hazırladığınız krem şantiyi buzdolabına alın. Kalan 1 bardak süte 1-2 kaşık nescafe ve damak tadınıza göre de şeker ekleyip karıştırın. Fırından çıkardığınız keklerin üzerini yaşkalık bir parmak kalınlığında kesin, bu elde ettiğimiz daireyi kelebeklerimizin kanatları olarak kullanacağız. Üzerini kestiğimiz kekleri nescafeli sütümüzle bolca ıslatalım, benim kalıbımla 20 adet kek çıktı ve her birini yaklaşık 3 çorba kaşığı süt ile ıslattım. dolaptan krem şantimizi alıp, ıslattımız keklerin üzerlerine paylaştırıyoruz, keklerimizin üzerinden kesmiş olduğumuz daireleri ortadan ikiye bölerek kelebeklerimizin kanatlarını elde ediyoruz ve kremalı keklerin üzerine kantlarımızı yerleştiriyoruz, üzerini zevkinize göre süsleyebilirsiniz, ben renkli pasta süsleri ve kırmızı jelibonlar kullandım. </span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;">Bu keklerin 12 tanesi ondan habersiz olarak eşimin iş yerine gönderildi, üzerinde yazdığım şiirle tabiki:)) Süprizin lojistik ayağı ile ilgilenen İlker ve Refika'ya çok teşekkür ederim:))</span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;">Bu arada küçük pastacıklarım çok beğenildi, haberiniz olsun.</span></p><p align="center"><span style="font-size:85%;"></span> </p><p align="left"><br /><br /></p>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-20779132193902620312008-04-18T05:58:00.001-07:002008-04-22T02:02:20.770-07:00Kadın olmak...<div align="center"><span style="font-size:85%;">Ailelerimizin küçücük kızları iken koskocaman kadınlar olduk<br />Kimimiz kandırılıp horlandık<br />Kimimiz çok ama çok mutlu olduk<br />Omuzlarımıza binenlerle ister istemez sorumluluk sahibi olduk<br />Gerçekte en küçük detayları görür, rüzgardaki fısıltıları duyar,<br />Sonsuza dek konuşabilecek kadar aklımızı çalıştırırken<br />Bazen kör bazen sağır bazen konuşamaz olduk<br />Sırlarımız oldu, ya hiç paylaşamaz ya da önüne gelene anlatır olduk<br />Bize benzeyenler var mı acaba derken dedikoducu olduk<br />Her derde deva olmaya çalışırken Güzin Ablalar, Figen Teyzeler olduk<br />Evimizin kadını, işimizin ustası, hayatın neşesi olduk<br />Üstüne üstlük yetinmedik, bir de anne olduk<br />Kendimizi bir kenara atıp çocuğumuz olduk<br />Onunla güldük, ağladık, onunla doyduk<br />Onda kendimizi bulduk<br />Gün geldi bunalımdan bunalıma koştuk<br />Bazı zamanlarda tam tersine coştukça coştuk<br />Kadın olmak güzeldi, biz bu inançla yoğrulduk<br />Bizler kadın olmak için doğurulduk, yeni kadınlar doğurduk<br />Bu hayat için arada sendelesek bile düşmedik, doğrulduk<br />İnsan olmak zorken bu dünyada, </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Omuzlarımızda kadınlığın ağırlığıyla yorulduk<br />Yoğurulduk, doğurduk, doğrulduk, yorulduk<br />Her şeye rağmen iyi ki “BİZ” olduk… </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">.</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="center"></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Sanırım kadınlar günü için uygun bir şiir olacaktır, ya biraz geç kaldım ya da çok erken davrandım ama hediyemi şimdi paylaşmazsam çatlardım:)</span></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-63656183694673342322008-04-15T07:34:00.000-07:002008-12-11T12:05:47.127-08:00Değişik düşünceler, yeşillikler, çiçekler, böcekler...<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5189513544399513506" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATbEssC56I/AAAAAAAAADo/2mw4-xKXEbg/s400/CIMG1157.JPG" border="0" /><br /><br /><div><span style="font-size:85%;">Hayat ,<br /></span></div><br /><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">İki kişiliktir, çetrefillidir, sivri köşelidir<br />Başlangıçlı ve bitişlidir<br />Gelmek ve gitmektir<br />İnsanın iyi ve kötü yönleridir<br />Kalabalık gündüzler ve tek kişilik gecelerdir<br />Kimi zaman bayat, kimi zaman tazedir<br />İlk başlarda çıtır çıtır, ekmek arası dönerken<br />Sonlara doğru bir kase sıcak çorba gibidir<br />Sana aitse güzeldir<br />Başkalarının elinde ise çekilmezdir<br />Bir kilittir<br />Ve her kilit gibi açılması gerekir<br />Bazı kapılar vardır sadece tek yönlü geçişe izin verir<br />Hepimizin gideceği yer belliyken<br />Bu koşuşturmaca neyin nesidir?<br /><br />Bu da benden başka bir şiir… </span></div><br /><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bazen hayat anlamsız bir koşuşturma gibi görünüyor gözüme, öyle yanlış şeylere üzülüyoruz ki ömrümüz boyunca, şükredebileceğimiz onca güzellik varken üstelik. </span></div><br /><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">İşlere takıyoruz kafamızı , ilişkilere , paraya pula … </span></div><br /><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Oysa hepsi ne kadar basit çözümlere sahip dışarıdan bakılınca; iş yerinde canımızı sıkan bir şeyler mi var, yeni bir iş bulmaya çalışabiliriz, kötüleşen ilişkilerimiz mi var, bir fincan kahve ve azıcık içten gülümseme ile tekrar arayı ısıtabiliriz, paraya pula mı ihtiyaç var, daha çok çalışabiliriz, gereksiz masrafları kısabiliriz, bizden daha zor durumda olanları düşünerek halimize şükredebiliriz. İnsanoğlunun başına gelebilecek ne kadar fazla çeşitte dert var şu dünyada, ama önemli olan bunca derde rağmen gülümseyebilmek, vazgeçmek yerine daha da inat etmek, güzel ahlakı, iyi niyetleri kaybetmemek…<br />Ve her şeyden önemlisi tek başına olmadığını bilmek!<br />Dertsiz insan yok yeryüzünde, hepimiz bir sınava tabiyiz, burada geçirdiğimiz süre içinde, yanlışların neresinden dönülse kardır, mühim olan buradan sonra gideceğimiz mekandır. </span><br /><br /></div><div align="center"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATcecsC58I/AAAAAAAAAD4/fKGZHXNMmr8/s1600-h/yeÅillik.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5189515086292772802" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 449px; CURSOR: hand; HEIGHT: 113px; TEXT-ALIGN: center" height="126" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATcecsC58I/AAAAAAAAAD4/fKGZHXNMmr8/s400/ye%C5%9Fillik.JPG" width="423" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Biliyorum blog tarzına pek uygun olmayan bir yazı oldu, ama öncelikleri unutmamak da önemli değil mi ki? Her zaman gül eğlen, tatlılar, börekler, poğaçalar olmaz ki, bazen ağlamak gerek, üzülmek gerek, üzüldüğünün farkına varmak gerek, böylece mutluluğun değerini bilmek gerek…<br /><br />Herşeyin bir çözümü vardır, bunu da unutmamak gerek!!!<br /><br />Peki bunca saçmalamaya uygun nasıl bir tarif var bugün elimizde, </span></div><br /><div><br /></div><br /><div align="center"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATbjssC57I/AAAAAAAAADw/vhi4xA3X4h8/s1600-h/CIMG1160.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5189514076975458226" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATbjssC57I/AAAAAAAAADw/vhi4xA3X4h8/s400/CIMG1160.JPG" border="0" /></a><span style="font-size:85%;">hiçbir tarif yok :)</span><br /><br /><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5189516830049494994" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATeD8sC59I/AAAAAAAAAEA/4o8UceZb_14/s400/CIMG1158.JPG" border="0" /><br /><span style="font-size:85%;">Bahar geldiği için balkona çıkarılan sardunyalar var, saksılara ekilen ve yeni yeni çıkmaya başlayan rokalar, sarımsaklar,biberler var, yine saksılara ekilen ama halen çıkamamış olan maydanoz ve dereotları var :) Döngü devam ediyor , tohumlar çiçeğe, çiçekler meyveye, meyveler tekrar tohuma dönüyor, durmadan ve yorulmadan…<br /><br />Geçen yaz da yine saksıya çilek ekmiştim, ama öyle çok sulamışım ki, toprakları taş gibi oldu ve üzerlerindeki çilekler kurudu :( Umarım bu sene ektiğim yeşillikler aynı akıbeti yaşamazlar :) </span></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-50936339999194017112008-04-15T07:28:00.001-07:002008-12-11T12:05:47.700-08:00Haftasonu Gezmeleri ve Katı Yemeği<div align="center"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATWocsC53I/AAAAAAAAADQ/JUn8nhJ2FwI/s1600-h/kahvaltı.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5189508661021697906" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATWocsC53I/AAAAAAAAADQ/JUn8nhJ2FwI/s400/kahvalt%C4%B1.JPG" border="0" /></a><br /><span style="font-size:85%;">Bu haftasonu annemlerdeydik, birlikte uzun uzun güzelim kahvaltılar yaptık, hem de en doğalından :) Annem ve babamın kendi elleri ile yetiştirdiği güzelim rokalar, marullar, maydanozlar eşliğinde, babamın halasının yaptığı lor peyniri (bizim oralarda “ekşimik” adıyla anılır kendisi) ve tereyağının lezzetiyle, canım annemin yaptığı güzelim börekler ve kurabiyelerle… Babacığımın sabahın erken saatlerinde koşa koşa gidip aldığı sıcacık ekmekleri , çeşit çeşit peynirleri de unutmamak lazım… Kardeşim de çok güzel filmler almış bize, izledikten sonra hepsi hakkındaki yorumlarımı ayrıca paylaşırım sizlerle…<br />Güzeldi haftasonu özetlemek gerekirse :) </span><br /></div><p align="center"><a href="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATR4ssC50I/AAAAAAAAAC4/okG8lzmuQI4/s1600-h/CIMG1086.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5189503442636433218" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATR4ssC50I/AAAAAAAAAC4/okG8lzmuQI4/s400/CIMG1086.JPG" border="0" /></a><br /><span style="font-size:85%;">Ayrıca anneme, özel sipariş ile yaptırdığım bir yemeği de paylaşmak istiyorum sizlerle, marketler de taşlık adı ile satılmakta olan, bizim evdeki adıyla “Katı Yemeği”.<br /><br />Taşlık, benim bildiğim kadarıyla tavukta bulunan bir sakatat , sanırım hayvanın yedikleri arasındaki taşları öğütmeye yarayan ve kas dokusundan ibaret olan bir organ, bazı insanlar pek sevmezler kendisini, ama benim gibi olan bazıları da çok severler ve özel sipariş verirler annelerine yapsın diye :)<br /><br />Bildiğiniz tas kebabı gibi yapılıyor bizim evde, ama temizleme kısmı biraz zahmetli, tüm kıkırdak dokularını ve yağları iyice ayıklamak gerekiyor, bunun dışındaki işlemler gayet bilindik. Doğranmış soğanı azıcık yağ ile kavurun ve arkasından temizlenmiş eti tencereye ekleyip kavurmaya devam edin, sonra salçasını, tuzunu , kekiğini ve sizin arzunuza kalmış diğer baharatlarını ekleyerek biraz daha çevirin ateşte ve en son suyunu ekleyin üzerine, kaynayana kadar hızlı ateşte, kaynadıktan sonra ise yavaş ateşte etler yumuşacık olana kadar pişirin ve tas kebabı gibi pirinç pilavının yanında ya da tek başına servis yapın. Bence bir deneyin bu yemeği, ya benim gibi çok memnun kalacaksınız ve arada yapılacaklar listenize ekleyeceksiniz ya da eşim gibi hiç sevmeyeceksiniz ama ne olduğunu öğrenmiş, merakınızı gidermiş olacaksınız :)<br /></span><br /><span style="font-size:85%;">Pazar günü ise İstanbul’daydık, bu seferde eşimin ailesi ile yemekteydik, bu arada kayınvalideciğim bana çok güzel hediyeler almış, küçük küçük saklama kapları, sos ya da reçel koyup sofralarımı süsleyebileceğim minik, cam kapaklı kaseler, çay poşetlerimizi bırakabileceğimiz kedili tabaklar, evimizin en güzel köşesini süsleyecek olan melek bibloları , misss gibi kokan potpori torbası ve bir kutu çikolata :) Buradan da bir kez daha teşekkür ediyorum kendisine :)<br /></span><br /><span style="font-size:85%;">Acıbadem’de<br /><br /></span><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5189510507857635202" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" height="78" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/SATYT8sC54I/AAAAAAAAADY/oH1WmLfFU-I/s400/logo.JPG" width="320" border="0" /><br /><span style="font-size:85%;">adında Gaziantep yemekleri yapan ve bilmeyenlere şiddetle tavsiye ettiğimiz bir restaurant var, bence denemeye değer…<br />İşte Pazar akşam üstü burada yedik yemeğimizi, benim, gitmeyi düşünenlere özellikle tavsiye ettiklerim; </span><br /></p><ul><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Çanak kebabı </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Yuvalama </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Firik pilavı </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Katmer (üzeri dondurmalı) </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Melengiç kahvesi (biraz yağlı bir kahve ama çok değişik bir lezzet) </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Muska </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Fıstıklı baklava </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Ve tabi ki Antep Fıstığı :) </span><br /></div></li></ul><p align="center"><span style="font-size:85%;">Saydıklarım damak tadıma uygun olanlar, ayrıca bu mekanda çok çeşitli sebze ağırlıklı yemek niyetine yenilebilecek değişik mezeler de mevcut, Antep mutfağını et yemeklerinden ibaret sananlara gidip görmeleri, ne kadar farklı kültürler ve lezzetler olduğunu fark etmeleri önerilir… Ayrıca restaurantın sahibinin eşi Karadenizli olduğu için bazen Karadeniz mutfağından karalahana sarması gibi yöresel lezzetler de bulmak mümkün.Bu arada Karadeniz mutfağı deyince aklıma geldi, Yalova’dan gelirken Bursa girişinde As merkez’e gelmeden sağda Akçaabat Köftecisi diye bir yer var, küçük, şirin ve biraz salaş bir yer ancak Karadeniz’e özgü birçok lezzeti orada bulabilirsiniz; </span><br /><span style="font-size:85%;"></span></p><ul><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Mısır ekmeği </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Muhlama </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Hamsi kuşu </span></div></li><li><div align="left"><span style="font-size:85%;">Karalahana dolması bunlardan bazıları…<br /><br />Aklınızda bulunsun, belki farklı bir şeyler denemek istersiniz günün birinde</span> :)</div></li></ul>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-32961958120990692252008-04-09T02:23:00.000-07:002008-12-11T12:05:48.166-08:00Yemelik değil seyirlik...<a href="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_yLWNMQYZI/AAAAAAAAACw/sIkgyFGWSrM/s1600-h/16.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5187174084438417810" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_yLWNMQYZI/AAAAAAAAACw/sIkgyFGWSrM/s400/16.jpg" border="0" /></a><br /><br /><div><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_yLQ9MQYYI/AAAAAAAAACo/BGLkzD66fpc/s1600-h/15.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5187173994244104578" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_yLQ9MQYYI/AAAAAAAAACo/BGLkzD66fpc/s400/15.jpg" border="0" /></a><br /><br /><br /><div><a href="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_yLLNMQYXI/AAAAAAAAACg/3rjjr6rDwvo/s1600-h/14.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5187173895459856754" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_yLLNMQYXI/AAAAAAAAACg/3rjjr6rDwvo/s400/14.jpg" border="0" /></a> </div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Yukarıdaki resimlerle belki daha önceden karşılaşmışsınızdır bilmiyorum ama ben henüz görmemiş olanlar için yayınlamak istedim. Resimlerdeki herşey yiyeceklerden yapılmış, hayretlerle inceledim ben her birini, bu sayfalarda dolaşan yemek yapmaya ve özellikle pasta süslemeye tutkunların çok hoşuna gidecektir sanırım :)</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">İnsanoğlu ne kadar yaratıcı değil mi?</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">İsteyince ne kadar güzel tasavvur ediyoruz dünyamızı, bize sunulmuş olanları nasıl da değerlendiriyoruz. </span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">Bugün yemek yok kusuruma bakmayın, ama yemekli resimler var hediye olarak :))</span></div><div align="center"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;">Hayal gücünü;</span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;">............................keşfetmişlere</span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;">............................henüz bulamayanlara, </span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;">............................sakladığı yeri unutmuş olanlara...</span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;">Sevgilerle...</span></div><div><br /><br /><br /><br /></div><div></div></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-54591665978078799732008-04-08T12:53:00.000-07:002008-12-11T12:05:48.565-08:00Canım Kereviz, Cicim Kereviz , Ne yaparız biz sensiz...<div align="center"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_vPvNMQYWI/AAAAAAAAACY/H9Iex2xwSMs/s1600-h/untitled.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186967805749125474" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_vPvNMQYWI/AAAAAAAAACY/H9Iex2xwSMs/s400/untitled.JPG" border="0" /></a><span style="font-size:85%;"> Diyet zamanları geldi yine, ben her mevsim girerim zaten rejime :) Hatta bir rivayete göre hiç çıkamamışım rejimden :) Neden çıkamıyorum dersiniz, çünkü hiçbir zaman adam gibi yapamıyorum rejimi, sağlıklı beslenemiyorum, bu da bana kilo olarak dönüyor tabiki :) Amaaaan olsun… Hatırlar mısınız bilmem, "Baskül Ailesi " diye bir dizi vardı , oradan alınma bir dörtlük (pardon üçlük) söyleydi;<br /><br />Rejim diyet hak getire<br />Şişmanlık sultanlıktır<br />İşim olmaz baskülle<br /><br />Evet işimiz olmamalı artık baskülle, zaten en nefret ettiğim şey sürekli kilolardan bahsetmek, ay bak şu ne kadar kilo almış, gördün mü bak bilmem kim nasıl zayıfladı, şekerim sen biraz kilo mu aldın, yok yok böyle iyisin kadın dediğin azıcık balık etli olur… işte bu cümleler uzar da gider… Hiç sevmeyen ben bile bu denli uzattıysam düşünün artık… Tamamdır kestim rejim ve kilo muhabbetlerini, kendimizi bu halimizle sevmeli, yakışanı giymeli, eğer sağlık problemi yoksa zayıflamak için boşuna efor sarf edilmemeli, dengeli ve bilinçli beslenme gaye edinilmeli…<br /><br />Neden yaptım bunca zayıflama muhabbetini, tabi ki güzelim kereviz yemeği için :) Annemin evinde zeytinyağlı pek yapılmaz, dolayısıyla ben çok uzun süre bu kültürden uzak yaşadım hatta zeytinyağlılara karşı negatif bir duygu bile besledim, “ayyyy ben yemeeeeem!!! “ şeklinde , üniversite yıllarımda bir haftasonu Ankara’da yaşayan teyzeme gittiğimde şans eseri zeytinyağlı kereviz ile tanıştık, hatta teyzemin ısrarları ile kerevizciğimle içli dışlı olduk ve anladım ki o güne kadar kendi kendime yarattığım bazı tabular yıkılabilirmiş, tabu denilen şey belli tecrübelerden sonra benimsenilmeliymiş, denemeden karar verilmemeliymiş :)<br />Hepinizin bildiği ve bloglarında yayınladığı kerevizi bir de benim ağzımdan duyun istedim, sadece salatada kereviz tüketebilen eşim bile bu yemeğe bayılıyor, sık sık yapıyoruz, ancak aldığım bilgilere göre kereviz Bursa’da diğer illere göre pahalı, en azından annemlerin yaşadığı Çerkezköy ve civarında bu böyle… Birkaç hafta önce bize ziyarete gelen annemle İhsaniye’de Cumartesi günleri kurulan pazara gidip alışveriş yapana kadar ben de bilmiyordum bunu… Kerevizin tanesinin 2 ytl civarında satıldığını gören annem, bu pazarda tüm satıcılar kafayı yemiş olamaz, mutlaka aklı başında olan, kereviz piyasasını takip eden bir pazarcı vardır diye kereviz satan bütün tezgahları dolaştırdı bana… Ben her ne kadar “Anne burada böyle fiyatlar, ben her hafta bu kadara alıyorum kerevizi” desem de çaresizce dolaştım peşinde bir o köşeye bir bu köşeye :( Sonuç ne oldu dersiniz, tabiki tanesi 1,5 ytl ‘den 4 kereviz aldık ve paşa paşa döndük evimize, hatta birkaç satıcıdan “siz Bursa’lı değilsiniz galiba ablacım” diye azar da cabası oldu… Bu arada annem kilosunu 2 ytl’ye alıyormuş, bilginize.<br /></span><br /><div align="left"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_vN4tMQYVI/AAAAAAAAACQ/6CXulgUdXKs/s1600-h/CIMG1059.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186965769934627154" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_vN4tMQYVI/AAAAAAAAACQ/6CXulgUdXKs/s400/CIMG1059.JPG" border="0" /></a><br /><br /><span style="font-size:85%;">Hepinizin bildiği tarifime geçiyorum artık;<br /><br />Malzemeler;</span></div><span style="font-size:85%;"><ul><li><div align="left">4 kereviz (satın alırken en sert ve beyaz olanları seçmeye çalışın ve annenizi yanınıza almayın :) şaka şaka, canım annem benim :))</div></li><li><div align="left">3 orta boy patates</div></li><li><div align="left">2 orta boy havuç</div></li><li><div align="left">2 portakal</div></li><li><div align="left">1 çay bardağı zeytin yağı</div></li><li><div align="left">tuz</div></li></ul><p align="center">Havuçları soyup, halka halka doğrayalım. Patatesleri soyup halka halka doğralayım. Kerevizleri soyup halka halka doğrayalım :) Kerevizlerin saplarını atmayıp, iyice yıkayalım.<br />Tenceremize en alta havuçları, üzerine patatesleri ve en üste kerevizleri olacak şekilde dizelim. (isterseniz kerevizleri daha sonra da ekleyebilirsiniz, yani havuç ve patatesi biraz zetinyağı ile pişirdikten sonra, çünkü kereviz çok çabuk pişip dağılabiliyor, ben bu sefer pek uğraşmak istemedim ve hepsini aynı anda koydum tencereye, size kalmış ) Kerevizlerin üzerine de yıkayıp temizlediğimiz sapları yerleştirelim, son olarak tenceremize zeytinyağımızı ve 2 portakalımızı sıkarak elde ettiğimiz suyumuzu ekleyelim, kaynayana kadar hızlı ateşte, kaynadıktan sonra ise en yavaşa getirerek pişirmeye devam edelim, patatesler ve havuçlar yumuşamışsa yemeğimiz pişmiş demektir.<br /><br />Afiyet şeker olsun…<br /></p></span><a href="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_vNitMQYUI/AAAAAAAAACI/EwqZv8Nhlmo/s1600-h/CIMG1058.JPG"></a><div align="left"><br /><br /><br /><br /></div><div align="left"></div></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-34146171689630004782008-04-06T10:09:00.000-07:002008-12-11T12:05:49.587-08:00Kabaklı Truf :)<div align="left"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_kEmtMQYQI/AAAAAAAAABs/azFcH8lmWg8/s1600-h/CIMG1042.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186181508906377474" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_kEmtMQYQI/AAAAAAAAABs/azFcH8lmWg8/s400/CIMG1042.JPG" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Mutluluk ne kadar önemli bir kavramdır hayatımızda, gülümsemek gülümseyebilmek gönülden, ne büyük bir lütuftur bize sunulmuş olan… Ama bir de mutlu etmek var ya, işte bence onun tadı daha bir başka, karşındakinin gözlerindeki pırıltı da payın olduğunu bilmek…<br /><br />İşte bu trufflar da bana mutluluğu hatırlattılar, evimize neşe kattılar, eşim çok beğendi onları, her yediğinde yorum yapıyor:</span></div><p><span style="font-size:85%;"></span> </p><ul><li><span style="font-size:85%;">İçine kabak tatlısı koymuşsun ya o daha bir güzel yapmış sanki, hımmm nasıl desem yani böyle dışı çok tatlı değil ama içinde tatlı var, tam bana göre olmuş</span></li><li><span style="font-size:85%;">Bu böyle dolaptan çıkıp soğuk soğuk yeniyor ya, süper bir şey</span></li><li><span style="font-size:85%;">Ben aslında çok tatlı sevmem ama bu pek güzel olmuş ya</span></li><li><span style="font-size:85%;">Aşkım son bir tane kaldı onu sana bıraktım, akşam eve gelince yersin, iyi oluyor</span></li><li><span style="font-size:85%;">Adı neydi bunun?</span></li><li><span style="font-size:85%;">Kendin mi uydurdun tamamen?</span></li><li><span style="font-size:85%;">Aslında var ya bir dahakine daha küçük küçük yap bunları ve tamamen çikolataya bula, tekrar yapacaksın değil mi?</span></li></ul><p><span style="font-size:85%;">İnanmayacaksınız belki ama tüm bu sözleri birkaç truff için sarfetti… Başka zaman ağzından kerpetenle alırım lafları, her seferinde “güzel olmuş ama…” diye başlayan cümlerler kurar aslında. </span></p><ul><li><span style="font-size:85%;">Güzel olmuş ama tuzu eksik</span></li><li><span style="font-size:85%;">Güzel olmuş ama damağıma yapışıyor</span></li><li><span style="font-size:85%;">Güzel olmuş ama midemi yaktı sanki</span></li><li><span style="font-size:85%;">Güzel olmuş ama …</span></li></ul><p><span style="font-size:85%;">Kısacası sizin de mutlu etmek istedikleriniz varsa trufflar aklınızın bir köşesinde bulunmalı galiba:)</span><br /></p><p align="left"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_kERdMQYPI/AAAAAAAAABk/a0UaiSqFywE/s1600-h/CIMG1041.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186181143834157298" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_kERdMQYPI/AAAAAAAAABk/a0UaiSqFywE/s400/CIMG1041.JPG" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Malzemeler;</span></p><span style="font-size:85%;"><ul><li>1 paket hazır pasta tabanı (kakaolu olan daha güzel olabilir ama bizim evde sadesi vardı, ben de onu kullandım)</li><li>1 paket krema</li></ul><p>Pasta tabanını elimle iyice ufalayıp bir yoğurma kabına aldım. (bu arada artan kekleri de aynı tarifle değerlendirebilirsiniz, hatta ben vaktinde yenmediği ve koyduğum kabın kapağını iyi kapatmadığım için sertleşmiş olan kurabiyelerimi rondodan geçirerek tekrar deneyeceğim truff yapmayı, bakalım sonuç nasıl olacak:) ) Kabın içine bir paket kremayı ekleyerek yoğurdum (belki içine tarçında eklenebilirdi ama ben o sırada sade yapmak istedim, siz isterseniz tarçınlı da deneyebilirsiniz) ve bunları elimle şekillendirdim, içlerine küçük küçük parçalara ayırdığım kabak tatlısından yerleştirip top top yaptım ve dolaba kaldırdım, bu arada üzerleri için biraz çikolatayı erittim ve çatal yardımı ile truffların üstünü bu çikolata ile renklendirdim.<br /><br />Çok basit olmasına karşın eşimi çooook memnun ettiler :)<br />Afiyet şeker olsun…<br /><br /><br /></p></span><p> </p>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-84419604028497770182008-04-06T09:58:00.000-07:002008-12-11T12:05:50.126-08:00Güle GüIe Kış, Hoşgeldin Ispanaklı Kiş<div align="center"><span style="font-size:85%;">Sevmek miydi her şeyin başlangıcı?<br />Havva mı Adem’i sevmişti, Adem mi Havva’yı?<br />Sevilen sadece cins-i karşı mıydı?<br />Sevgi dostluktu, aşktı, yarınlara taşınırdı<br />Seninle birlikte yaşlanırdı<br />Bazen sana yaslanırdı<br />Kimi zaman zor olsa da taşıması<br />Olmazsa olmazdı<br />Sevgisiz yaşanmazdı…<br />Kısacası<br />Başlangıç sevgiydi, sevgi başlangıçtı<br />Ortak gayemiz onsuz kalmamaktı.<br /><br />Şiir okumaktan hiç hoşlanmam, ama nedense şiir yazmak çok hoşuma gidiyor, yukarıdaki şiiri de 14 Şubat’ta sevgili eşime yazdım. Bu hayat hiç kimse için eşsiz yaşanabilecek kadar kolay değil, eşsiz olmak bazen o kadar da güzel değil , eş her zaman karı ya da koca demek değil …<br />Şu dünyada eşlerimizin olması , eşitliklerin bozulmaması dileğiyle…<br /><br />Hava yine sisli puslu az biraz da bulutlu olunca böyle garip ruh hallerine giriyorum ben. Bugün de böyle şiir günü demek ki :)<br /><br />Ah bir de İstanbul da olmak vardı.</span></div><br /><div align="center"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_nmGNMQYRI/AAAAAAAAAB0/UcASRsbFMkU/s1600-h/ist_14.bmp"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186429440188506386" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_nmGNMQYRI/AAAAAAAAAB0/UcASRsbFMkU/s400/ist_14.bmp" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Bu fotoğraf eminim tüm İstanbul aşıklarının hoşuna gidecektir, o şehirde yaşamak ayrıcalık sanırım, en azından benim için öyle.<br />Neyse bırakalım İstanbul’u ve şiirleri de geçelim bugünkü abur cuburumuza:<br /></span><br /><div align="justify"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_kCtNMQYOI/AAAAAAAAABY/TG8QOa1qJ08/s1600-h/CIMG1039.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186179421552271586" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_kCtNMQYOI/AAAAAAAAABY/TG8QOa1qJ08/s400/CIMG1039.JPG" border="0" /></a><br /><span style="font-size:85%;">Çıkarken kış mevsiminden canımız çekti ıspanaklı kiş tarifinden :) Aşağıda vereceğim tarifte 1 kg ıspanak kullandım ancak bize biraz fazla geldi, miktar yarıya ya da 2/3 ‘e indirilebilir, yani yarım kilo ya da 700 gr. ıspanak gibi. Ayrıca tarifte sadece rendelenmiş kaşar peyniri kullanılıyor ama içine beyaz peynir de eklenebilir, hatta ben yerken denemek için üzerine bir dilim de beyaz peynir ekledim, gayet güzel oldu :) Bu arada hamur tarifini değil ama ıspanaklı harcın tarifini Portakal Ağacı’nın sayfasından aldım, o sayfadaki resimler çok çok daha güzel, haberiniz ola:) (Bu cümleyi tabi ki henüz blog kültürüyle tanışmamış arkadaşlar için yazdım, diğerleri arasında eminim ki Portakal Ağacı’nı takip etmeyen yoktur)<br /><br /></span><p><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_kCKtMQYNI/AAAAAAAAABQ/3rcTtPbms1U/s1600-h/CIMG1044.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186178828846784722" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_kCKtMQYNI/AAAAAAAAABQ/3rcTtPbms1U/s400/CIMG1044.JPG" border="0" /></a><br /><br /><span style="font-size:85%;">Malzemeler;<br /><br />Hamuru için;</span></p><span style="font-size:85%;"><ul><li>2 su bardağı un</li><li>250 gr tereyağı</li><li>3 yumurta sarısı</li><li>1 çay kaşığı tuz</li><li>1 çay kaşığı şeker</li></ul><p><br />Üzeri için;</p><ul><li>1 kg ıspanak </li><li>1 paket krema</li><li>1 su bardağı kaşar rendesi</li><li>tuz , karabiber</li></ul><p><br />Hamur malzemelerinin hepsi karıştırılarak iyice yoğurulur, tıkız olmayan yumuşak yağlı bir hamur olacak. Hazırladığınız hamuru kullanacağınız tart kalıbından biraz daha büyük olacak şekilde açın ve kalıba yerleştirin, dışa sarkan kısımları kesip ortasına yama yapabilirsiniz. (Ben hamuru direk olarak tart kalıbıma alıp elimle kenarları biraz daha yüksek olacak şekilde yaydım yani açmadım) 200 dereceye ısıttığımız fırına hamurumuzu atıp pişiriyoruz, yalnız rengi değişmeyecek kadar fırında tutmalısınız çünkü ıspanakları üzerine ekledikten sonra tekrar fırınlayacağız.<br /><br />Temizleyip haşladığımız ıspanakları teflon tavaya alıp bir iki kez ateşte çeviriyoruz, sonra ocağı kapatıp ılınmasını bekliyoruz . Ilık hale gelen ıspanakların içine kremayı , tuzu , karabiberi ve isteğimize göre diğer baharatları ekliyoruz, en son olarak da rendelenmiş kaşarı ekleyip harcımızı karıştırıyoruz ve pişirdiğimiz hamurun üzerine yayıyoruz, tekrar fırına atıyoruz, kenarları kızarıncaya kadar fırında kalıyor. Servis yaparken teflon tavada kavurduğunuz dolmalık fıstıkla ya da çatalla ezilmiş beyaz peynirle süsleyebilirsiniz.<br /><br />Not : Fotoğrafta görülen fıstıklar kavrulmamıştır, tamamen süs amaçlı koydum, ayrıca tabağın kenarında görünen de kurutulmuş bir sarı lale, laleler kuruyunca iskeletora dönüyorlarmış:)<br /><br />Afiyet şeker olsun.<br /></span><br /></p><p> </p></div></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-34263302704147341582008-04-06T09:09:00.000-07:002008-12-11T12:05:50.614-08:00Çilekli Tart<a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_j4dtMQYMI/AAAAAAAAABI/65m6TLl94dU/s1600-h/CIMG1038.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186168160148021442" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_j4dtMQYMI/AAAAAAAAABI/65m6TLl94dU/s400/CIMG1038.JPG" border="0" /></a><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Dışarıda "yağdım yağıyorum haberiniz olsun, yok dur vazgeçtim, ayyyy yağmalıyım ben yahu,öfff karar veremedim gitti " şeklinde bir hava var, tüm günü evde geçirdik. Ben de bu resimlerini gördüğünüz çilekli tartı yaptım salı günü doğumgünü olan arkadaşım için...</span></div><div><span style="font-size:85%;"></span></div><div align="center"><a href="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_j349MQYLI/AAAAAAAAABA/HI50c84mGBE/s1600-h/CIMG1035.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5186167528787828914" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_j349MQYLI/AAAAAAAAABA/HI50c84mGBE/s400/CIMG1035.JPG" border="0" /></a> <span style="font-size:85%;">Fotoğraf konusunda deneyimim olmadığı için böyle karanlık çıktılar biraz ama tart gayet aydınlık aslında:))) bazı aksilikler dışında gayet kolay bir tart yaptım ve henüz tadına bakmadım, malum doğumgünü salı, o zamana kadar bekleyeceğiz :))) Tartın tarifini yine Fatoş Hanım'ın sayfasından (<a href="http://www.fatostuncay.blogcu.com/">http://www.fatostuncay.blogcu.com/</a>) aldım, orjinal tarif vişneli ananaslı tart adı altında sunulmakta, kreması ise Pastacı Burcu'nun krema tarifleri arasındaki pastacı kreması tarifinden hazırlandı. Üzeri de dün pazardan alınıp yıkanan ve iyice kurutulan çilekler ile ve çilekler üzerine sürülen jöle ile süslendi. Tarife geçiyorum artık;</span></div><span style="font-size:85%;"></span><br /><span style="font-size:85%;">Malzemeler;</span><br /><span style="font-size:85%;"></span><br /><span style="font-size:85%;">Tart için;</span><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">250 gr. margarin (ben tereyağı kullandım)</span></li><li><span style="font-size:85%;">2 yumurta</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 su bardağı pudra şekeri</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 paket kabartma tozu</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 paket vanilya</span></li><li><span style="font-size:85%;">aldığı kadar un</span></li></ul><p><span style="font-size:85%;">Malzemelerin hepsini yoğurma kabına alıp, elimize yapışmayacak hale gelene kadar azar azar un ekleyerek yoğuruyoruz hamurumuzu, yumuşak bir hamur oluyor. Hazırladığımız hamuru tart kalıbımıza seriyoruz ve kabarmasını engellemek için tartın ortasına alüminyum folyo içinde bakliyat koyup 200 derecedeye ısıtılmış fırına atıyoruz tartımızı, kenarları kabarıp biraz renk değiştirince fırından çıkarıp folyo içindeki bakliyatları alıyoruz tartımızın üzerinden ve tekrar fırına bırakıyoruz çünkü biraz da üstünün pişmesi gerek. Hafif kızarıncaya kadar fırında tutup, çıkartıyoruz. </span></p><p><span style="font-size:85%;">Kreması; </span></p><ul><li><span style="font-size:85%;">250 gr süt (ben 2 su bardağı süt kullandım)</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 çay bardağı toz şeker (1 su bardağı şeker)</span></li><li><span style="font-size:85%;">1/2 çay bardağı un (1 çay bardağı un)</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 tatlı kaşığı buğday nişastası (2 tatlı kaşığı mısır nişastası (evde buğday nişastası yoktu da))</span></li><li><span style="font-size:85%;">3 yumurta sarısı (5 yumurta sarısı)</span></li><li><span style="font-size:85%;">1 çay kaşığı vanilya (1 paket vanilya)</span></li></ul><div align="left"><span style="font-size:85%;">(ben kremayı daha fazla istediğim için miktarları kafama göre arttırarak kullandım)</span></div><div align="left"><span style="font-size:85%;">tüm malzemeleri ateşe dayanıklı bir kapta karıştırıp ocağın üzerine alın ve sürekli karıştırarak muhallebi kıvamına gelene kadar orta ateşte pişirin.</span></div><p><span style="font-size:85%;">Fırından çıkardığım tart ve hazırladığım krema ayrı ayrı ılınıncaya kadar beklediler ve sonra tartın üzerine krema sürüldü. Üzeri isteğe göre süslendi. Kremayı tattım gayet güzeldi, çilekleri yedim gayet güzeldi ama hepsini birarada tatmak mümkün olmadı henüz, Salı günü mumlarımızı üfledikten sonra gelen tepkiler ve tartın tadı hakkında daha detaylı bilgi verebilirim sanırım :))</span></p><p><span style="font-size:85%;">Afiyet şeker olsun.</span></p><div align="left"><br /><br /></div><a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_j3MtMQYKI/AAAAAAAAAA4/wUH0q0lJy8E/s1600-h/CIMG1035.JPG"></a><div align="center"><br /><br /><br /></div><div align="center"></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3530624523230188604.post-11741962230587756392008-04-05T08:41:00.000-07:002008-12-11T12:05:51.024-08:00Kocaman Bir "Merhaba" :))<div align="center"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_exg9MQYII/AAAAAAAAAAo/yBjM5tBPenw/s1600-h/CIMG1028.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5185808675680313474" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_exg9MQYII/AAAAAAAAAAo/yBjM5tBPenw/s400/CIMG1028.JPG" border="0" /></a><br /><a href="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_epBdMQYHI/AAAAAAAAAAc/xUzYrE5lzaY/s1600-h/CIMG1021.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5185799338421411954" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; CURSOR: hand; TEXT-ALIGN: center" height="325" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_bbZoXRnKdRM/R_epBdMQYHI/AAAAAAAAAAc/xUzYrE5lzaY/s400/CIMG1021.JPG" width="469" border="0" /></a><br /><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">Ne heyecanlıdır değil mi ilk'ler… </span><br /></div><br /><div align="center"><span style="font-size:85%;">İlk görüşler, </span><br /><br /></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">ilk günler, </span><br /><br /></div><div align="center"><span style="font-size:85%;">ilk söyleşiler, ilk yemekler… </span></div><br /><span style="font-size:85%;">Hiçbiriniz kadar tecrübeli değilim sanal alem hakkında, ama çok hevesliyim, bakalım neler gösterecek bize geçen günler ? </span><br /><br /><span style="font-size:85%;">Dün bir arkadaşımızın bebek mevlidine katıldık, herşey çok güzeldi, katılan herkese bugünün anısına fular ve çok şirin hazırlanmış süslü çikolatalar hediye ettiler, ben çok beğendim, ama herşeyden güzeli minik bebişti, öyle masum öyle şirindiki insan bakmaya doyamıyordu, kendini koklamaktan alıkoyamıyordu. Ben de eli boş gitmek istemedim, kurabiye hazırladım ve biraz süsledim, ilk tarif için çok uygun olduğunu düşündüğüm bu kurabiyeleri paylaşmak istiyorum sizlerle, heryerin o güzelim çiçeklerle bezenmeye başladığı şu güzel mevsimde bir miniminiye hediye edilmek üzere hazırlanan çiçek şeklinde kurabiyeler, çiçeklere konan kelebekler...</span><br /><br /><span style="font-size:85%;">Bu kurabiyeler nişastalı, çok eskiden annemin bir arkadaşı yapmıştı ve hem benim hem de kardeşimin çok hoşuna gitmişti, yıllar sonra aklıma geldi ve tarifi internette araştırdım, link ekleyerek sizi orjinal halini bulduğum yere nasıl yönlendirebileceğimi ne yazıkki bilmiyorum ama adres söyleydi </span><a href="http://www.fatostuncay.blogcu.com/"><span style="font-size:85%;">www.fatostuncay.blogcu.com</span></a><span style="font-size:85%;"> . Fatos hanıma bana eski günleri tekrar yaşatan bu tarifi paylaştığı için çok teşekkür ederim. Ben hediye götüreceğim için hazırladığım kurabiyeleri satınaldığım metal saksının içine yerleştirdim. Tamam tarife geçiyorum;</span><br /><br /><span style="font-size:85%;">Malzemeler;</span><br /><ul><li><span style="font-size:85%;">250 gr. tereyağı</span></li><br /><li><span style="font-size:85%;">1 su bardağı şeker (ben biraz daha fazlasını kullandım)</span></li><br /><li><span style="font-size:85%;">3 yumurta</span></li><br /><li><span style="font-size:85%;">2 paket bugday nişastası (ben mısır nişastası kullandım)</span></li><br /><li><span style="font-size:85%;">1 paket kabartma tozu</span></li><br /><li><span style="font-size:85%;">aldığı kadar un </span><br /></li></ul><p><span style="font-size:85%;">Üzeri için;</span><br /></p><ul><li><span style="font-size:85%;">Kuvertür çikolata (göz kararı kullandığım için ölçü veremiyorum)</span></li><br /><li><span style="font-size:85%;">Renkli pasta süsleri, damla çikolata</span><br /></li></ul><p><span style="font-size:85%;">Öncelikle fırını açıp 200 dereceye ısıtalım. Oda sıcaklığındaki tereyağını ve şekeri birlikte yoğurun, şeker tamamen erimeli, yaklaşık olarak 10 dk. kadar yoğuruyorsunuz bu ikiliyi, süre uzun gelmesin, çok yumuşak olduğu için yorucu olmuyor. daha sonra yumurtaları ekleyip biraz daha yoğuruyoruz. Ardından geriye kalan malzemeleri ekliyoruz, yani nişastaları kabartma tozunu ve unu. Elinize yapışmayacak hale gelene kadar un ekleyin ve keyfinize göre şekillendirin, ben hamuru yaklaşık 1 cm kalınlığında açıp kurabiye kalıpları ile şekillendirdim mesela, sonra yağlı kağıt serili tepsiye dizip fırına atın. Fırında kalması gereken süreyi tam olarak veremiyorum ama çabucak pişiyorlar, üzerleri kızarmayacak ama kabartma tozunun etkisiyle kabaracaklar ve nişasta sayesinde üzerleri çatlayıp içi de ağızda dağılacak hale gelecek. Eğer bu tür kurabiyelerden hoşlanıyorsanız kesinlikle tavsiye ederim, hem kolay hem de güzel bir kurabiye.</span><br /></p><br /><p><span style="font-size:85%;">Üzeri için ise; kurabiyeleri fırından çıkardıktan sonra soğumaya bıraktım ve kahve dünyasından aldığım kuvertür çikolatayı benmari usulü eritip, soğuyan kurabiyelerin üzerine sürdüm ve ardından özhan marketten aldığım renkli süsleme şekerlerini serpiştirdim (özhan marketi Bursa'da yaşayan herkes bilir, o yüzden isim verdim, hepinizin oturduğunuz şehirlerde bulabileceğini düşündüğüm mahalle marketlerinden biri). Süslü kurabiyelerimi çikolatalar sertleşene kadar buzdolabında beklettim. Artık hazırlar:))</span><br /></p><br /><p><span style="font-size:85%;">Afiyet şeker olsun,</span></p><br /><span style="font-size:85%;"><br /></span><br /><br /><span style="font-size:85%;"></span><br /><br /><span style="font-size:85%;"><br /><br /></span><br /><br /><span style="font-size:85%;"></span><br /><br /><br /><br /></div>Bak benhttp://www.blogger.com/profile/15493632324500567657noreply@blogger.com2