Rejim diyet hak getire
Şişmanlık sultanlıktır
İşim olmaz baskülle
Evet işimiz olmamalı artık baskülle, zaten en nefret ettiğim şey sürekli kilolardan bahsetmek, ay bak şu ne kadar kilo almış, gördün mü bak bilmem kim nasıl zayıfladı, şekerim sen biraz kilo mu aldın, yok yok böyle iyisin kadın dediğin azıcık balık etli olur… işte bu cümleler uzar da gider… Hiç sevmeyen ben bile bu denli uzattıysam düşünün artık… Tamamdır kestim rejim ve kilo muhabbetlerini, kendimizi bu halimizle sevmeli, yakışanı giymeli, eğer sağlık problemi yoksa zayıflamak için boşuna efor sarf edilmemeli, dengeli ve bilinçli beslenme gaye edinilmeli…
Neden yaptım bunca zayıflama muhabbetini, tabi ki güzelim kereviz yemeği için :) Annemin evinde zeytinyağlı pek yapılmaz, dolayısıyla ben çok uzun süre bu kültürden uzak yaşadım hatta zeytinyağlılara karşı negatif bir duygu bile besledim, “ayyyy ben yemeeeeem!!! “ şeklinde , üniversite yıllarımda bir haftasonu Ankara’da yaşayan teyzeme gittiğimde şans eseri zeytinyağlı kereviz ile tanıştık, hatta teyzemin ısrarları ile kerevizciğimle içli dışlı olduk ve anladım ki o güne kadar kendi kendime yarattığım bazı tabular yıkılabilirmiş, tabu denilen şey belli tecrübelerden sonra benimsenilmeliymiş, denemeden karar verilmemeliymiş :)
Hepinizin bildiği ve bloglarında yayınladığı kerevizi bir de benim ağzımdan duyun istedim, sadece salatada kereviz tüketebilen eşim bile bu yemeğe bayılıyor, sık sık yapıyoruz, ancak aldığım bilgilere göre kereviz Bursa’da diğer illere göre pahalı, en azından annemlerin yaşadığı Çerkezköy ve civarında bu böyle… Birkaç hafta önce bize ziyarete gelen annemle İhsaniye’de Cumartesi günleri kurulan pazara gidip alışveriş yapana kadar ben de bilmiyordum bunu… Kerevizin tanesinin 2 ytl civarında satıldığını gören annem, bu pazarda tüm satıcılar kafayı yemiş olamaz, mutlaka aklı başında olan, kereviz piyasasını takip eden bir pazarcı vardır diye kereviz satan bütün tezgahları dolaştırdı bana… Ben her ne kadar “Anne burada böyle fiyatlar, ben her hafta bu kadara alıyorum kerevizi” desem de çaresizce dolaştım peşinde bir o köşeye bir bu köşeye :( Sonuç ne oldu dersiniz, tabiki tanesi 1,5 ytl ‘den 4 kereviz aldık ve paşa paşa döndük evimize, hatta birkaç satıcıdan “siz Bursa’lı değilsiniz galiba ablacım” diye azar da cabası oldu… Bu arada annem kilosunu 2 ytl’ye alıyormuş, bilginize.
- 4 kereviz (satın alırken en sert ve beyaz olanları seçmeye çalışın ve annenizi yanınıza almayın :) şaka şaka, canım annem benim :))
- 3 orta boy patates
- 2 orta boy havuç
- 2 portakal
- 1 çay bardağı zeytin yağı
- tuz
Havuçları soyup, halka halka doğrayalım. Patatesleri soyup halka halka doğralayım. Kerevizleri soyup halka halka doğrayalım :) Kerevizlerin saplarını atmayıp, iyice yıkayalım.
Tenceremize en alta havuçları, üzerine patatesleri ve en üste kerevizleri olacak şekilde dizelim. (isterseniz kerevizleri daha sonra da ekleyebilirsiniz, yani havuç ve patatesi biraz zetinyağı ile pişirdikten sonra, çünkü kereviz çok çabuk pişip dağılabiliyor, ben bu sefer pek uğraşmak istemedim ve hepsini aynı anda koydum tencereye, size kalmış ) Kerevizlerin üzerine de yıkayıp temizlediğimiz sapları yerleştirelim, son olarak tenceremize zeytinyağımızı ve 2 portakalımızı sıkarak elde ettiğimiz suyumuzu ekleyelim, kaynayana kadar hızlı ateşte, kaynadıktan sonra ise en yavaşa getirerek pişirmeye devam edelim, patatesler ve havuçlar yumuşamışsa yemeğimiz pişmiş demektir.
Afiyet şeker olsun…
6 yorum:
Rejim konusunda konuşacak son kişi benim o yüzden konuşmuyorum..:)
Gelelim kerevize, öncelikle dikkatimi çeken ilk resim oldu, ne güzel aynadaki görüntü, maşallah aynada ayna yani :)
Kerevizi bende cok severim ama yemeyeli yillar oldu, burada alip yapmaya da üşeniyorum..İnsan bilmediği birşeyi yaparken binbir bahane üretebilir.:)
En iyisi annemin tekrar buraya gelmesini beklemek..:)
Senin de ellerine sağlık
sevgilerle
kerevizi çokk severim sende çok güzel yapmışsın ellerine sağlık
Selamlar, dolapta 1 haftadir pismeyi bekleyen bir kerevizim var. Urfali bir ese sahip olunca sebze yemekleri 2. plana atiliyor:) Bir kez kereviz corbasi yapmistim gecen sene, kereviz ile son munasebetim o zamandi :) Ellerine saglik...
Yazmayi unuttum canim, bisi icin Turkiye`de iken bende firindan hamur aliyordum, denemeni isterim, kahvaltilik guzel bi tat :)
Annem bizi oyle bi yetistirdi ki ne zaman canimiz sikilsa elimize bir is verdi, daha 6 yasindayken konu komsu kizlari ile paspas orme yarismasi yapardik :)
Yasamak icin calisanlardan degil de calismak icin yasayanlardanim :)
Sevgili Ayseyaman (böyle başlayınca televizyonda yayınlanan bir reklam geldi aklıma, sevgili ayşe teyze annem bazı şeyleri iki kez yapmaktan zevk alıyor, ama çamaşırı iki kez yıkamak... diye devam ediyor:))
Evet gerçekten senin rejimle hiç alakan olmamalı, ama dediğim gibi zayıflık ya da şişmanlık benim de çok umurumda değil yani:)) Aynayı beğenmene sevindim, taşınmaya çalışıyoruz, evdeki tabaklar hep kutularda ve ben de her seferinde aynı tabakta resimlemek istemeyince böyle değişik garip abuk subuk biraz da uyduruk metodlar buluyorum kendimce:))
Annenle bir an önce tekrar kavuşman dileğiyle...
Kocaman sevgiler...
Ayse pamuk, çok teşekkür ederim, kereviz çok sevilecek birşey gerçekten,hımmm:)))
Mebrule, çok bekletme kerevizi, urfalı murfalı yesinler, benim eşim de Antepli ama yediriyorum, hatta çok seviyor kerevizi:))
Bişi yi bu haftasonu deneyeceğim, sonucu paylaşırım artık:)Görüşmek üzere çalışkan hanım, almanyaya selamlar:))
Suzinazcim,
kerevizi yaptim, ben begendim, esimde mirin kirin yedi ama oglum kokuyor diye yemedi, neyse ki havuclarini begendi :)
Yorum Gönder